Gece Evi Serisi Buluşma Noktası
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gece Evi Serisi Buluşma Noktası

Kitap Özetleri, Çeviriler, Yazarlar Hakkında Bilgiler..Gece Evi Serisi Fanıysanız İşte Burası Sizin Yeriniz.
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 İşaret 19. BöLüm

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Aphrodite*

Aphrodite*


Mesaj Sayısı : 61
Kayıt tarihi : 04/11/10
Yaş : 28
Nerden : St. Viladimir Akademisinden

İşaret 19. BöLüm Empty
MesajKonu: İşaret 19. BöLüm   İşaret 19. BöLüm Icon_minitimeCuma Kas. 05, 2010 10:08 am

İşaret Kitabı 19. Bölüm

Bölüm 19

Bileğim Erik’in beklenmedik öpücüğünün (ısırığının ve yalamasının) etkisiyle seğirmeye devam ediyordu.Konuşacak halde olduğumdan emin değildim.Bu yüzden büyük giriş salonunda sadece birkaç kızın olduğunu görünce rahatladım.Amerika’nın Yeni Top Modeli yarışmasını izlerken bana kısa bir bakış atmakla yetindiler.Hızlı adımlarla mutfağa girdim ve Nala’yı,ben kendime bir sandviç hazırlarken kaçmaması için dua ederek,yere bıraktım.Kaçmadı.Aslına bakarsanız küçük turuncu bir köpek yavrusu gibi sürekli miyavlayarak peşimde dolaşıyordu.Bana bu gece tam bir moron gibi davrandığım için söylendiğinden emin olduğum için sürekli olarak “Biliyorum,” ve “Anlıyorum,” deyip durdum.Çünkü haksız sayılmazdı.Sandviçimi hazırlayınca bir paket kraker, bir kola (hengi marka olduğu önemli değildi,yeter ki kola olsun ve diyet –ıykkk- olmasın) kaptım. (Stevie Rae haklıydı;burada doğru dürüst abur cubur bulmak imkansızdı).Kedimi de alıp merdivenlere yürüdüm.
“Zoey!Senin için o kadar endişelendim ki! Haydi, bana her şeyi anlat.” Stevie Rae elinde bir kitapla yatağına kıvrılmıştı ve haline bakılırsa beni bekliyordu.Kovboy şapkası desenli,belden büzgülü pamuklu bir pijama giymişti.Kısa saçlarının tek tarafı kafasına yapışmıştı. On iki yaşında bir kız gibi göründüğüne yemin edebilirdim.
Neşeli bir sesle “Artık bir kedimiz var,” dedim.Kalçama yasladığım Nala’yı görebilmesi için döndüm.”Bir şeyler düşürmeden bana yardım etsen iyi olur.Yoksa sesini asla kesemeyiz.”
“Harika bir şey bu!” Stevie Rae ayağa fırlayıp Nala’yı benden almak için davrandı ama kedi yaşaması buna bağlıymış gibi bana sımsıkı tutunmuştu.Bu yüzden Stevie Rae elimdeki yiyecekleri alıp başucu komodinime bırakmak zorunda kaldı.
“Hey..Elbisen çok güzel!”
“Evet.Ritüelden önce üstümü değiştirdim.”Bu, bana elbiseyi Afrodit’e iade etmemin gerekeceğini hatırlatmıştı.Erik bende kalabileceğini söylemişti söylemesine ama ben “hediye”yi kabul etmek istediğimi sanmıyordum.Her neyse,elbiseyi geri verirken ona,bana kan meselesinden bahsetmeyi unuttuğu için teşekkür etme fırsatı da bulacaktım.Sürtük cadı.
“Eee,nasıldı?”
Yatağıma oturdum ve Nala’ya bir kraker verdim.Hiç zaman kaybetmeden gevelemeye başladı(En azından söylenmekten vazgeçmişti).Sandviçimden büyük bir yudum aldım.Evet,karnım çok acıkmıştı ama bir taraftan da zaman kazanmaya çalışıyordum.Stevie Rae’ye ne kadarını anlatmam gerektiğini bilmiyordum.Kan meselesi gerçekten zihin bulandırıcı ve bir o kadar da iğrençti.İğrenç olduğumu düşünür müydü acaba?Benden korkar mıydı?
Lokmamı yutarken sohbeti daha güvenli bir konuya yönlendirmeye karar verdim.”Erik Night beni buraya kadar bıraktı.”
“Yok canım!” Yatağın üstünde kutudan fırlamış yaylı bir kukla gibi zıplıyordu.”Bana her şeyi anlat.”
Kaşlarımı buruşturarak “Beni öptü,” dedim.
“Şaka yapıyor olmalısın! Nerenden öptü?Nasıldı ?İyi miydi?”
“Elimi öptü.” Yalan söylemeye karar verdim.Bilek/nabız/kan/ısırma olaylarına girmek istemiyordum.”İyi geceler derken oldu.Tam kapının önündeydik.Ve evet,çok güzeldi.”Sandviçimden yeni bir lokma alırken sırıtıyordum.

“Hobi salonundan birlikte ayrıldığınızı görünce Afrodit kudurmuştur,eminim.”

“Şey,aslında ben ondan önce çıkmıştım.Arkamdan yetişti.Duvarın oralarda yürüyüş yapıyordum.Zaten Nala’yı da orada buldum.”Kedinin başını okşadım.Yanıma kıvrılıp gözlerini yumdu ve mırlamaya başladı.”Aslında o beni buldu. Kurtarılmaya ihtiyacı olduğu düşüncesiyle duvara tırmandım ve sonra -buna asla inanmayacaksın ama- Elizabeth’in hayaletine benzeyen bir şey gördüm. Sonra da GAL’deki erkek arkadaşım Heath ve eski en iyi arkadaşım çıkageldi.
“Ne? Kim? Dur biraz. Önce Elizabeth’in hayaletinden başla.”

Başımı sallarken ağzımdaki lokmayı çiğnedim.Sandviçimi yemeğe devam ederken anlatmaya başladım.”Gerçekten çok ürkütücü ve acayipti.Duvarın üstünde oturmuş Nala’yı okşuyordum ki bir şey dikkatimi çekti.Aşağı bakınca,çok da uzak sayılamayacak bir yerde duran kızı gördüm.Kafasını kaldırıp kırmızı parlak gözleriyle bana baktı.Elizabeth olduğuna yemin edebilirim.”

“Haydi canım ! Çok korktun mu ?”

“Hem de nasıl ! Beni gördüğü anda korkunç bir çığlık attı ve kaçtı.”

“Yerinde olsam korkudan altıma ederdim.”

“Ben de edebilirdim ama daha aklımı toplayamadan Heath ve Kayla’yı gördüm.”

“Nasıl yani ? Buraya nasıl gelmiş olabilirler ki ?”

“Burada değillerdi ki,duvarın diğer tarafındaydılar.Heralde Elizabeth’in hayaletinden korkan Nala’yı sakinleştirmeye çalışırken sesimi duymuşlar.Koşarak geldiler.”

“Hayaleti Nala’da gördü mü ? “

Başımı salladım.
Stevie Rae ürperdi. ” O zaman gerçekten oradaydı demek.”

“Öldüğüne emin misin ?”Sesim fısıltıdan farksızdı.”Yani bir hata yapılmış ve Elizabeth hala hayatta ve okulun çevresinde dolaşıyor olabilir mi ?”Kulağa çok saçma geliyordu ama gerçek bir hayalet görmüş olmamdan daha saçma olamazdı.
Stevie Rae yutkundu. “O öldü. Öldüğünü gözlerimle gördüm.Sınıftaki herkes gördü.”
Ağlayacak gibi duruyordu.Bu olay beni de fazlasıyla ürküttüğü için daha az korkutucu bir konuya geçtim.”Neyse, belki de yanılıyorumdur.Belki de ona benzeyen, tuhaf gözlü bir çocuk görmüşümdür.Ortalık karanlıktı ve hemen sonra Heath ve Kayla ortaya çıktı.”
“Ne arıyorlarmış ?”
“Heath beni “kaçırmaya” geldiklerini söyledi.”Gözlerimi çevirdim.”İnanabiliyor musun ?”
“Aptal falanlar mı yoksa ?”
“Öyle görünüyorlar.Ah,bu arada,eski en iyi dostum Kayla,Heath’i gözüne kestirdiğini ele verdi.”
Stevie Rae’nin ağzı açık kalmıştı.”Sürtük!”
“Ciddiyim.Neyse,gitmelerini ve bir daha hiç gelmemelerini söyledim.Sonra keyfim kaçtı.İşte Erik beni o zaman buldu.”
“Vay be…Tatlı ve romantik miydi bari ?”
“Ah,evet,sayılr.Bana Z diye hitap etti.”
“Ohhh..Takma ad olayı,ciddi ciddi iyiye işarettir.”
“Ben de öyle düşündüm.”
“Sonra da seni yatakhaneye kadar getirdi,öyle mi?”
“Evet.beni bir şeyler yemeğe götürmek istediğini söyledi ama bu saatte açık olan tek yer hobi binasıymış.Ben de oraya dönmek istemedim.”Ah,lanet olsun…daha o anda gereğinden fazlasını söylediğimi fark etmiştim.
“Karanlık Kızlar çok mu kötüydü ?”
Stevie Rae’nin ceylanınkini andıran gözlerine bakarken ona kan içme olayından bahsedemeyeceğimi anladım.Henüz erkendi.”Şey,Neferet’in nasıl seksi,güzel ve klas göründüğünü biliyorsundur.”
Stevie Rae başını “evet” der gibi salladı.
“Afrodit de temel olarak Neferet’in yaptıklarını yaptı ama daha çok bir fahişeye benziyordu.”
“Her zaman çok pis bir kız olduğunu düşünmüşümdür.”Stevie Rae başını tiksinmiş gibi sallıyordu.
“Bir de bana sor,” dedim. “ Dün,Neferet beni yatakhaneye getirmeden hemen önce,onu Erik’le oral seks yapmaya çalışırken gördüm.”
“Haydi canım! Iykk, iğrenç bir kız! Dur bir dakika,çalışırken dedin.Bu da ne demek ?”
“Erik hayır diyerek onu itiyordu.Artık onu istemediğini söyledi.”
Stevie Rae kıkırdadı.”Eminim kuş beyninden geriye kalanları oracıkta kaybetmiştir.”
Erik net bir şekilde hayır derken bile,kızın koyuvermeye hiç niyeti yoktu.”Aslında ona acıyabilirdim bile..Tabi eğer o kadar … Yani ne bileyim o kadar ..”Doğru kelimeyi bulmakta zorlanıyordum.
“Cehennemden çıkma bir cadı gibi davranmasa mı ?”
“Evet,sanırım öyle.Öyle bir tavrı var ki..İstediği kadar kötü ve pis olmaya hakkı varmış ve bizler,hepimiz,ona saygıyla boyun eğmek ve onu kabullenmek zorundaymışız gibi davranıyor.”
Stevie Rae kafasını salladı.”Arkadaşları da öyle.”
“Evet.Korkunç üçüzlerle de tanıştım.”
“Savaşçı,Korkunç ve Eşek Arısı’ndan mı bahsediyorsun ?”
“Aynen öyle. O korkunç isimleri alırken akılları neredeydi acaba?”Bir taraftan ağzıma kraker tıkıştırıyordum.
“Afrodit’in bütün grubunun akılları neredeyse,onlarınki de oradadır.Pislik Afrodit bir sonraki Yüksek Rahibe olacağı için herkesten daha iyi ve dokunulmaz olduklarını düşünüyorlar.”

Aklımdan geçenleri fısıldadım.”Nyx’in buna izin vereceğini sanmam.”

“Bu da ne demek ? Daha şimdiden en gözde gruplar.Afrodit de beşinci sınıftayken özelliği bariz bir şekilde ortaya çıktığından beri Karanlık Kızlar’ın liderliğini yapıyor.”

“Neymiş bu özellik ? “

Stevie Rae kaşlarını çatarak “Bir şeyler görüyormuş.Gelecekte yaşanacak trajediler gibi…”

“Sence uyduruyor mudur ? “

“Ah,hayır.Söyledikleri birebir doğru çıkıyor.Bana kalırsa -ki Damien ve İkizler de benimle aynı fikirde- sadece kendi grubunun dışında kalan insanlarla bir aradayken gördüğü şeyleri anlatıyor.”

“Dur bir dakika.Olacak kötü şeyleri onlara mani olabilecek zamanda görebildiğini ama bu konuda bir şey yapmadığını mı söylüyorsun ? “

“Evet.Geçen hafta yemek sırasında bir şeyler gördü ama cadıları çevresini sarıp onu yemek salonundan çıkardı.Eğer Damien geç kalmış olmasa ve kapıda onlara rastlayıp Afrodit’in bir şeyler gördüğünü anlamasa,kimsenin ruhu duymazdı.Ve bir uçak dolusu insan ölmüş olurdu.”

Krakerim gırtlağıma takılmıştı.Bir taraftan öksürerek “Bir uçak dolusu insan mı ?” diye sordum. “Nasıl yani?”

“Damien,Afrodit’in bir şeyler gördüğünü anlayınca Neferet’e haber vermiş.Afrodit de gördüklerini anlatmak zorunda kalmış.Kalkıştan hemen sonra çakılan bir uçak görmüş meğer.O kadar net şeyler görüyor ki, havaalanını ve uçağın kuyruğunda yazılı olan rakamları bile okuyabilmiş.Neferet bu bilgileri alıp Denver Havaalanı ile temasa geçmiş.Uçağı birkaç kez elden geçirip daha önce fark etmedikleri bir aksaklığı keşfetmişler.İcabına bakmamaları halinde,uçağın kalkıştan hemen sonra düşebileceğini söylemişler.Yine de yakalanmasa,Afrodit’in bu konuda tek kelime etmeyeceğinden eminim.Üstüne üstlük arkadaşlarının onu,hemen Neferet’e götürülmek isteyeceğini bildikleri için,apar topar dışarı çıktıklarını söylemiş.Tam bir kaltak !”
Tam Afrodit ve cadılarının bile bilerek ve isteyerek yüzlerce kişinin hayatına mal olamayacaklarını söyleyecektim ki o gece söyledikleri bir şeyi hatırladım: Erkekler iğrenç şeyler…Hepsi ölmeli.Öylesine konuşmadıklarını,ciddi olduklarını anlamıştım.
“Peki Afrodit neden Neferet’e yalan söylemedi? Yani ne bileyim farklı bir havaalanı adı verebilir ya da uçağın kuyruk numarasını uydurabilirdi.”
“Vampirlere yalan söylemek neredeyse imkansızdır.Özellikle de doğrudan soru sordukları zaman.Hem unutma,Afrodit de bir Yüksek Rahibe olmak istiyor.Neferet onun ne kadar çarpık bir kız olduğunu anlasa,gelecek planları ciddi zarar görebilir.”
“Afrodit Yüksek Rahibe olmayı hak etmiyor.Bencil ve nefret dolu bir kız.arkadaşları gibi.”
“Evet ama Neferet öyle düşünmüyor.Üstelik eğitmeni oydu.”
Şaşkınlık içinde gözlerimi kırpıştırdım.”Şaka yapıyor olmalısın! Ve Afrodit’in pisliklerini göremiyor,öyle mi? “Bu doğru olamazdı.Neferet çok akıllı biriydi.
Stevie Rae omuzlarını silkti.”Neferet’in yanında,olduğundan çok farklı davranır.”
“Yine de…”
“Tabii özelliğini de unutmamak gerek.Bu,Nyx’in onun için özel planları olduğunu gösterir.”
“Ya da kız cehennemden çıkma bir şeytan ve gücünü karanlık taraftan alıyor.Alo?Yıldız Savaşları’nı izleyen kimse yok mu?Anakin Skywalker’ın döneceğine inanmak zordu ama bak neler oldu…”
“Ah,Zoey.O film tamamen kurguydu.”
“Yine de haklılık payı olduğunu düşünüyorum.”
“Bunu bir de Neferet’e anlatmayı dene.”
Sandviçimi çiğnerken derin derin düşünüyordum.Belki de denemeliydim.Neferet,Afrodit’in numaralarına kanmayacak kadar zeki birine benziyordu.Büyük ihtimalle o cadıların bir iş çevirdiklerinin farkındaydı.Belki de ihtiyaç duyduğu tek şey,birisinin karşısına geçip bunu ona söylemesiydi.
“Neferet’le Afrodit hakkında konuşmayı deneyen oldu mu?”
“Bildiğim kadarıyla,hayır.”
“Ama neden ? ”
Stevie Rae tedirgin görünüyordu.”Şey,sanırım ispiyonculuk gibi bir şey olacağı için.Hem zaten Neferet’e ne diyecektik ki ? Afrodit’İn gördüklerini saklıyor olabileceğini mi ? Ve elimizdeki tek kanıtın onun nefret edilesi bir kaltak olduğunu mu?”Stevie Rae başını salladı.”Hayır.Bunun Neferet üzerinde herhangi bir işe yarayacağını sanmam.Ayrıca bir mucize eseri bize inansa bile,ne yapar ? Kızı sokaklarda öksüre öksüre can versin diye dışarı atacak değil ya.Afrodit cadıları ve parmağını şaklattığı anda onun için her şeyi yapabilecek çocuklarla birlikte burada yaşamaya devam eder.Bence buna değmez.”
Stevie Rae bir açıdan haklıydı ama bundan hoşlanmamıştım.Gerçekten hiç ama hiç hoşlanmamıştım.
Daha güçlü bir çaylak Karanlık Kızlar’ın lideri olarak Afrodit’in yerini alacak olsa,durum farklı olabilirdi.
Suçluluk hissiyle yerimden sıçradım ve kolamdan büyük bir yudum aldım.Neler düşünüyordum böyle ?Ben güç meraklısı biri değildim ki.Yüksek Rahibe olmak ya da Afrodit’le ve okulun yarısıyla (haklarını vermek gerek;okulun daha çekici yarısıyla) baş belası bir kavganın ortasında kalmak istemiyordum.Bu yeni hayatta,kendimi evimde gibi hissedebileceğim bir ortamda kendime yer edinmek,uyum sağlayıp diğer çocuklar gibi hissedebilmek istiyordum.

Birden her iki çemberde hissettiğim ürpertileri,elementlerin vücudumdaki etkisini anımsadım.Ve tabi çemberde kalmak ve Afrodit’in yanına geçmemek için kendimi nasıl tuttuğumu.

“Stevie Rae,çemberdeyken,yakarışlar sırasında herhangi bir şey hissediyor musun?”
“Ne demek bu ?”

“MeseLa ateş çaqırıLırken…Isındığını hissediyor musun ? “

“Yoo.Yani demek istediğim çember olayını seviyorum ve bazen Neferet dua ederken çemberden bir enerjinin aktığını hisseder gibi oluyorum.Ama hepsi bu.”

“Yani rüzgar çağırılırken esintiyi hissettiğin,suda yağmur kokusu aldığın veya toprakta ayaklarının altı çimlerle kaplıymış gibi hissettiğin hiç olmadı,öyle mi ? “

“Asla.Zaten sadece büyük bir özelliği olan bir Yüksek Rahibe bunları…”Aniden durdu ve gözlerini iri iri açarak “Sen bunları hissettiğini söylemeye mi çalışıyorsun ?” diye sordu. “Bunlardan herhangi birini…”

Yüzümü büzdüm.”Belki.”

“Belki mi?” diye çığlık attı.”Zoey!Bunun ne anlama gelebileceği konusunda bir fikrin var mı acaba ? “

Başımı salladım.

“Daha geçen hafta Sosyoloji dersinde tarihteki en ünlü Yüksek Rahibeleri işledik.Yüzlerce yıldır,dört elementin dördüyle de alakalı bir özelliği olan rahibe olmamış.”
Mutsuz bir sesle “Beş,” dedim.
“Beşiyle! Yani ruhla ilgili bir şeyler de mi hissettin?”
“Evet,sanırım…”
“Zoey. Bu müthiş bir şey.Tarihte,beş elementin beşini de hissedebilen bir rahibenin olduğunu sanmıyorum.”İşaretime bakarak “Bu…Senin farklı olduğunu gösteriyor,değil mi? Gerçekten de farklısın.”
“Stevie Rae … Bu konu bir süre aramızda kalabilir mi? Yani Damien ve İkizler’e bile hiçbir şey söyleme,olur mu? Ben…Ben bu meseleyi önce kendim çözmek istiyorum.Bazı şeyler çok hızlı gelişiyor gibi hissediyorum.”
“Ama Zoey,ben…”
“Yanılıyor da olabilirim,” dedim telaşla.”Ya daha önce bir ritüele katılmadığım için heyecana kapıldıysam ? İnsanlara “Hey,beş elementin beşini de içine alan bir hassasiyete sahip tek çaylak benim,” dersem ve bütün bunlar sinirlerimin bana oynadığı bir oyunsa ne kadar utanacağımı biliyor musun ?”
Stevie Rae yanağını çiğniyordu.”Bilmem ki…Ben yine de birilerine söylemen gerektiğini düşünüyorum.”
“Evet,böylece hayal gördüğüm ortaya çıkınca Afrodit ve sürüsü böbürlenmek için orada olabilir…”
Stevie Rae’nin yüzü solmuştu. “Ah, Tanrım.Haklısın.Bu gerçekten berbat bir şey olurdu.Sen hazır olana kadar hiç kimseye bir şey söylemeyeceğim.Söz veriyorum.”
Tepkisi aklıma bir şey getirmişti.”Hey,Afrodit sana ne yaptı?”
Stevie Rae gözlerini kucağında dikip parmaklarıyla oynamaya başladı.Omuzları çökmüştü sanki.”Beni bir ritüele davet etti.Buraya geleli çok olmamıştı.Olsa olsa bir ay.Popüler bir grubun beni istiyor olması beni heyecanlandırmıştı.”Başını salladı.Hala bana bakmamakta direniyordu.”Aptallık ettim.Ama kimseyi pek tanımıyordum ve onlarla arkadaş olabileceğimi sandım.Ve gittim.fakat istedikleri onlardan biri olmam değildi.Benden ritüelleri için … Kan bağışçısı olmamı istiyorlardı.Hatta bana “buzdolabı” bile dediler.Sanki onlar için kan barındırmaktan başka bir işe yaramazmışım gibi.Beni ağlattılar.Hayır dediğim zaman bana gülüp dışarı attılar.Damien,Erin ve Shaunee’yle tanışmam böyle oldu.Birlikte dışarıdaydılar ve benim hobi binasından çıktığımı gördüler.Peşimden gelip endişelenmememi söylediler.O zamndan sonra arkadaşım oldular.”Nihayet kafasını kaldırmıştı.”Üzgünüm.Bunları daha önce söylemem gerekirdi ama sana yapmayacaklarını biliyordum.Sen güçlüsün ve Afrodit,İşaretini çok merak ediyor.Ayrıca onlardan biri olacak kadar güzelsin.”
“Hey,sen de öyle…” Stevie Rae’yi Elliott gibi sandalyeye yığılmış halde hayal edince midemin ağzıma geldiğini hissetim.Hele onun kanını içtiğimi düşünmek..
“Ben sadece biraz şirinim.Onlar gibi değilim.”
“Ben de onlar gibi değilim! Diye bağırdım.Sesim Mala’yı uyandırmış ve huzursuzca mırlamasına neden olmuştu.
“Olmadığını biliyorum.Demek istediğim bu değildi.Seni gruplarına almak isteyeceklerini bildiğimi anlatmaya çalışıyordum.Seni öyle kullanmayacaklardı.”
Hayır,beni hilelerine oyuncak edip korkutmak için ellerinden geleni yapmışlardı.Ama neden ? Bir dakika ! Ne yapmaya çalıştıklarını anlamıştım.Erik,ilk kan içişinde kusarak kaçtığını söylemişti.ben okula geleli iki gün olmuştu.Beni onlardan ve ritüellerinden sonsuza dek korkutacak kadar tiksindirici bir şey yapmaya çalışmışlardı.
Karanlık Kızlar’ın bir üyesi olmamı istemiyorlardı.Ama Neferet’e beni istemediklerini söyleyemezlerdi.Benim onlara katılmayı reddetmemi sağlamaya çalışmışlardı.Her ne ise,sapkın bir nedenden dolayı,Afrodit beni Karanlık Kızlar’dan uzak tutmaya çalışıyordu.Zorbalar beni oldum olası delirtirlerdi.Bu da,ne yazık ki,ne yapmam gerektiğini bilmem demekti.
Ah,lanet olsun!Karanlık Kızlar’a katılacaktım.
“Zoey,bana kızmadın ya ?”Stevie Rae cılız bir sesle konuşmuştu.
Düşüncelerimi netleştirmeye çalışarak gözlerimi kırpıştırdım.”Tabii ki hayır.Haklıydın.Afrodit benden kan vermemi istemedi.”Sandviçimin son lokmasını da ağzıma tıktım ve hızla çiğnedim.”Hey,gerçekten çok yoruldum.Nala için kum kutusu bulmama yardım edebilir misin ? Sonra da biraz uyurum.”
Stevie Rae anında neşelenmişti.Her zaman ki çevikliğiyle yatağından atladı.”Şuna bir bak istersen.”Odanın diğer köşesine gidip,üzerinde büyük beyaz harflerle FELICIA’NIN GÜNEYLİ TARIM DÜKKANI,2616 S.HARVARD,TULSA yazan büyük yeşil çantayı aldı.İçinden kum kutusu,mama ve su kapları ve bir kutu Friskies kedi maması (ekstra tüy koruyuculu) ve bir pakat kedi kumu çıkardı.
“Nerden bildin?”
“Bilmiyordum.yemekten döndüğümde çanta kapının önündeydi.”Çantanın içine uzandı ve bir zarfla birlikte çevresinde minik gümüş çiviler olan pembe tüylü bir tasma çıkardı.
“Al bakalım,bu senin…”
Zarfı bana uzattı.Üstünde adım yazıyordu.Stevie Rae tasmayı Nala’nın boynuna takarken zarfı açtım. Kemik rengi,pahalı görünüşlü bir kağıda çok güzel bir el yazısıyla bir not düşürülmüştü:
Skylar bana geleceğini söyledi.
Altında sadece bir N. harfi vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://vampirakademisi.forumdizini.net/
 
İşaret 19. BöLüm
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İşaret 21.BöLüm
» İşaret 14. BöLüm
» İşaret 29. BöLüm
» İşaret 13. BöLüm
» İşaret 28. BöLüm

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Evi Serisi Buluşma Noktası :: Kitaplar :: İşaret-
Buraya geçin: